TV Net'de, Cüneyt Özdemir moderatörlüğünde hazırlanan programda Sosyal Çalışmalar Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü Doç. Dr. Adem Palabıyık, Güncel Sosyo-politik Meseleler ve İsrail'in, Filistinli Müslümanlara uyguladığı zulüm ile alakalı şunları ifade etti;
"Siyasal süreçler tarihsel bloklar halinde ilerler, bu bloklar belirli zamanlarda bir araya gelir ve bir süre sonra bloklar dağılır";
"Seçim süreçleri beraberinde çeşitli tartışmaları da getirebilir ama süreç sonunda sorunlar asgari düzeye iner";
"Bölgesel meselelerde daha aktif olmak gerekir ve bölge siyaseti ile genel siyasetin metodolojisi farklı olmalıdır";
"İsrail ve Filistin meselesi önemli bir güncel konudur. İsrail'in yaptığı zulümdür. Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir ve İsrail'in zulmünden kurtarılmalıdır";
"Bütün dünya Filistin'de yaşananlara sessiz kalırken ülkemiz mazlumun yanında olmuştur".
Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Merkez müdürümüz Doç. Dr. Adem Palabıyık, Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır Anneleri ziyaretini değerlendirdi.
Sosyal ve Kültürel Çalışmalar merkez müdürümüz Doç. Dr. Palabıyık, Tv Net'te, Cüneyt Özdemir'in sunduğu programda şu başlıkları ifade etti:
Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır ziyaretinin çeşitli sebepleri vardır, öncelikle;
-AK Parti’nin oy’unun gittikçe arttığı yerdir.
-Diyarbakır’da ciddi bir duygudaşlık var.
-Kürt toplumsal hafızasının belirginleştiği yerdir.
-PKK’nın hendek terörünü başlattığı ama Sur ilçesi dışında destek bulamadığı yerdir.
-Kaçırılan evlatların en fazla dönüş olduğu il Diyarbakır’dır ve HDP, çocukların kaçırılmasında birincil rol oynamıştır.
-En önemlisi de AK Parti’den önce devlet ve halkın en fazla birbirinden uzaklaştığı yerdir.
Evlat Nöbetindeki Aileler
Sivillerin anne ve babaların çadırda olması bir terör olayı yaşandığını ve HDP'nin de Türkiye'de yaşanan bir terör olayına karşı sessiz kaldığını ortaya koyuyor. Ayrıca HDP, çocukların kaçırılmasında etkin bir rol almıştır.
-Yapılan araştırmanın, evlat nöbetinin örgütlü hareket olmadığını desteklemektedir. İlk defa Kürt kavramı üzerinde bir siyasal mücadele içinde olmadan sivil bir mücadele başlatıldı.
-Diyarbakır Annelerinin eylemi Kürt sorunu ile PKK’nın ayrı konular olmadığını bir kere daha ortaya koymuştur.
-HDP’nin iddia ettiği “Kürt kadınını biz temsil ediyoruz ve Kürt kadınının demokratikleşmesini biz sağlayabiliriz” iddiası ve tezi çökmüştür.
-“Diyarbakır annelerinin yönlendirildiğine dair iddialar da doğru değildir.
-Süreç içinde Sayın Cumhurbaşkanına çok güvendiklerini, Cumhurbaşkanının kendilerine bu konuda destek olacağını belirttiklerini ve ancak bu ifade sonrası gönüllerinin huzur bulduğunu dile getirmişlerdir.
-Annelerin eylemi, mevcut tedirginliğe verilen en güçlü cevaptır ve devlet de, anneler için elinden geleni yapmaktadır. Geçmişin hafızasında yer alan kötü anıları silmek bu anlamda devlete ciddi bir güç ve güven kazandıracaktır. Çünkü anneler ile devlet-halk arasındaki güven kendiliğinde tesis edilmiş ve şeffaf bir süreç izleyerek ilerlemiştir. Anneliğim merhameti ve şefkati ile devletin şefkatli yaklaşımı, Diyarbakır’da HDP’nin bütün tezlerinin çürütülmesinde ciddi bir adım olacaktır.
Cumhurbaşkanımızın Ziyareti
-CB’miz batılı anlamda karizmatik-rasyonel ve geleneksel bir liderdir, böyle bir liderin ziyareti anlamlıdır.
-CB’miz’in kurşunlu camide namaz kılacak olması da anlamlıdır. PKK’nın harabeye çevirdiği caminin şimdi Müslümanlara hizmet veriyor olması Diyarbakır’dan vazgeçilmemiş olmasının da sembolüdür.
-PKK’lı isimlerin (Fransa)saraylarda yahut bürokratik alanlarda karşılanmasına “bizim kalemiz” denilen yerden verilecek iyi bir cevap olacaktır.
-Annelik kavramının, devletin en üst makamı tarafından dikkate alındığı ve önemsendiğinin işaretidir. Sadece devletin değil aynı zamanda AK Parti’nin de konuyu önemsediğine dair sembolik bir tutumdur.
-Evlat nöbetindeki ailelerin CB’mize güvendiğinin de bir işaretidir. PKK’nın palazlandığı yerden başlayan güven ülkemizin siyaseti için anlamlıdır.
-HDP’nin ileri sürdüğü seküler Kürt kadını modeline CB’mizin ziyareti ile Anneler ile bir cevap veriliyor.
-Uluslararası kamuoyu da takip edecektir. En azından kadın haklarını savunanların gelmediği Diyarbakır Annelerinin yanına CB’mizin gelmesi birçok karşıt düşünce ve grubu zor durumda bırakacak bir adımdır.
-CB’miz, HDP’nin kendi alanı olarak gördüğü kurtarılmış bölgeye tam merkezinden giriş yapıyor. Bu pratik HDP’nin manevra alanını daraltacaktır.
-PKK’nın çocuk kaçırma eylemlerinin en canlı şahidi olan anneler üzerinden verilecek mesajlar önemlidir. Çünkü ABD’nin çocuk savaşçı raporunu biliyoruz.
-Diyarbakır’dan verilen mesaj sadece Diyarbakır’ı değil bölgeyi de yakından ilgilendirmektedir. Van, Hakkari, Şırnak vb iller de Diyarbakır’dan gelecek mesajları beklemektedir.
-Yine buradan verilen mesaj Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyini de yakından ilgilendirecektir.
-Evlat nöbetindeki aileler üzerinden PKK ile Kürt meselesinin ayrı olduğunu vurgulaması önemli olacaktır. Bizce bu ayrım iyice vurgulanmalı ve CB’mizin ifade etmesi gerekmektedir.
-Ayrıca biz akademisyenler de bölgede bu hususta cesurca çalışmalar yapabilmek için CB’mizin vurgusuna ihtiyaç duyuyoruz. Örneğin benim Diyarbakır Annelerini çalışmamdan sonra gelen tepkileri aşmak için CB’mizin bu tür konulardaki söylemlerine ihtiyacım olduğunu farkettim. Çünkü HDP’yi destekleyen bir akademisyen ekibi var, barış akademisyenleri ve boğzaiçi protestocuları bir anlamda desteği ciddi olarak gösteriyor. Erdoğan karşıtı muhalifler koro haline gelmiş durumda.. Bizlerin de CB’mizden bu anlamda beklentilerimiz var".
Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Merkez Müdürümüz Doç. Dr. Adem Palabıyık, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve darbeye direniş ile ilgili Ülke TV'de Ülke TV Spikeri Mustafa Yıldız'a açıklamalarda bulundu.
Ülke TV Genel Yayın yönetmeni Hasan Öztürk, Siyaset bilimci Prof. Dr. Mehmet Şahin ve Siyaset bilimci İbrahim Keleş ile birlikte 15 Temmuz hain darbe girişimini ve bu darbe girişimine karşı destanlı direnişi Ülke Tv ekranlarında değerlendiren Palabıyık, "15 Temmuz darbe girişiminin gençlere iyi anlatılması gerektiğini ve halkımızın, 15 Temmuz sürecinde demokrasiyi koruma adına önemli pratikler öğrendiğini" ifade etti.
15 Temmuz gecesi hayatını kaybedenlere rahmet dileyen ve gazilerimize de sağlıklı ömür temenni eden Palabıyık, sözlerini "Bu bağlamda 15 Temmuz, sokak şuurunun yeniden inşa edildiği ve pratiğe geçirildiği bir dönem olarak kabul görecektir. 15 Temmuz en önemli özelliği ise Müslümanların, yeni toplumsal hareketlere yaptığı katkıdır. 15 Temmuz’da Müslümanlar kavramsal ontolojisi kendilerine ait olmayan demokrasi kavramına sahip çıkarak, aslında kendilerinden olmayana karşı ne kadar demokratik olduklarını ispatlamışlardır. 15 Temmuz, Avrupa’nın, Müslümanları uygar olmayan bir toplum biçimi olarak tanımladığı yüzyılımızda, Avrupa’ya uygarlık alameti olan demokrasi dersi vermiştir. Böylece 15 Temmuz direnişinin Nilüfer Göle'ye ait olan Batı Dışı Modernite kavramının, ülkemizde gerçekleşen ve Batı dışı moderniteye önemli bir örnek olabilecek ve ülkemize ait demokratik, modern ve güçlü bir halk direnişinin olduğunun bilinmesi gerekir" ifadeleriyle bitirdi.