Amaç: İlk kez üniversitenin engelli öğrencilerinin tespitini gerçekleştirmek; tespit edilen öğrenciler için uygun ve eşit
koşulların sunmak.
Tanım: Üniversitede okuyan engelli kişi kim olabilir?
Özürlüler Kanunu'nun(1) 3. maddesi tanımı yanı sıra, üniversitede okuyan engelli kişi akademik ve/veya sosyal anlamda özründen dolayı dezavantaj yaşayan insandır. Gündelik hayatta zorluk çekmeyen bir öğrenci laboratuarda çalışmalarında veya bir ödev hazırlarken ancak uygun koşullar sağlanırsa eşit bilgiye sahip olduğunu gösterebilir. İşitme ya da görme engeli, ortopedik engellerin yanı sıra Akdeniz anemisi, Behçet hastalığı, diyabet, epilepsi, şizofreni ve diğer durumlar da kişiyi engelli kılabilir.
Gerekçe: Tespit neden gerekli?
Şimdiye kadar böyle bir tespit yapılmadığından istatistikler tam olarak bilinmiyor ve engelli öğrenci sayısının var olandan oldukça az olduğu farz ediliyor. Bu nedenle uygun araç-gereç, destek ve ortam temini gereksiz görülüyor. Hâlbuki Birleşmiş Milletlerin yaptığı araştırmalar nüfusun % 12si ila % 20sinin engelli olduğunu ortaya koyuyor (2). Ama Türkiye'de tespitin yapıldığı ilk üniversitelerde bu sayı % 0,1 olarak saptanmış (Bu durumda Türkiye'de üniversiteye gelen her öğrenci, gelemeyen en az 119 kişiyi temsil ediyor). Özürlüler Kanunu'na göre (15. madde) engelli üniversite öğrencilerine destek verilmelidir (1). Ama engelli öğrencilerin tespiti yapılana kadar ne destek verilebilir, ne de destek programı hazırlanabilir.
Tespit ilkeleri:
Sorumluluk ve gönüllülük: Engelli tespitinin gerekliliği ve önceliği ile ilgili konuları üniversite ortamındaki herkese bildirmek kurumun görevi ise de buna katılıp katılmamak öğrencinin kendi seçimidir. "Engelliyim" demek istemeyenler ya da bunu söylemeye hazır olmayanlar, projeden haberdar olur ve pasif gözlemci olarak kalabilir.
Gizlilik ve güven: Gizlilik kavramı önemli; eğer engelli bir öğrenci durumuyla ilgili özel bir bilgi paylaşırsa, bu durum gizli tutulmalıdır. Aksi taktirde, güven kaybedilir.
Tespit yapılırken sabırlı olunmalıdır: İnsanlar büyük çoğunlukla ilk başta böyle bir projeyle bir şeylerin değişeceğine inanmayabilir.
Beklentiler ve hedefler gerçekçi ve uygun olmalıdır; yoksa kişinin hevesi kırılır. Başlangıçta belki 3-4 kişinin tespit edilmesi bile yeterlidir. Bir takım engeller kalktıkça başkalarının da katılımı sağlanacaktır.
(1) Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 2005, Birinci Bölüm - Tanımlar, Madde 3 ve İkinci Bölüm - Eğitim ve Öğretim, Madde 15, https://www.ozida.gov.tr/kurumsal/kanun.htm
(2) Overview of UN's Work on Disability, Lene Mikkelsen, 2004, First Workshop for Improving Disability Statistics and Measurement, Bangkok, https://www.unescap.org/Stat/meet/widsm1/widsm1_lene2.asp
Yöntem: Kişiye engelini açıklaması konusunda neden sağlanmalıdır; tespitin gerekçeleri açıkça belirtilmelidir. Mesela, uygun sınav koşulları (görmeyenlere ve yazmakta güçlük çekenlere); işitme engelliler için ders destek imkânı; yürüme engelliler için ulaşım sorunu çözümü, burs, projelere katılım, sporda indirimli katılım, özel turnuvalar...
Verimli bir tespit yapılabilmesi için çok yönlü olmalıdır. İlk tespiti gerçekleştirmede herkes aktif rol alabilir:
Rektörlük tarafından, her bölümden bilinen engelli öğrencilerin ad-soyadı, telefonu, elektronik posta adresi, sınıfı, engel durumu bildirilmesi rica edilir. Resmi katkı projenin önemini vurgular ama böyle yapılan bir tespit, ancak kolaylıkla fark edilebilecek olan engelli öğrencileri tespit eder.
Akademik bölümlerin yanı sıra yurtlardan, öğrenci işlerinden, üniversite spor takımlarımdan, sağlık merkezi gibi diğer birimlerden de katkı istenmeli.
Proje hakkında duyarlı öğretim üyeleri, engelli öğrencileri projeden haberdar edebilir; çünkü engelli bir öğrenci, sınavlarda kendisine daha uygun koşullar sağlanması amacıyla durumunu belki de sadece öğretim üyesine açıklamış olabilir.
Öğrenciler de tespit konusunda katkıda bulunabilir; sınıf arkadaşları, oda arkadaşları, topluluktan ya da spor takımından arkadaşları, engelli bir öğrenciye projeyi haber verebilir.
% 100 tespit ancak teorik bir hedeftir. Çünkü;
- Bazı engeller (örneğin işitme engeli) hemen fark edilebilir nitelikte değildir.
- Kişi, kısmen bir engele sahip olabilir ya da engel bazı zamanlarda ortaya çıkabilir, bazen gözükmeyebilir.
- Bazı durumlarda, düzenli ilaç tedavisiyle engel gözükmeyebilir.
- Engelli kişi, toplumun önyargıları yüzünden, psikolojik olarak topumun bakışından rahatsızlık hissettiğinden ya da damgalanmak istemediğinden durumundan bahsetmek istemeyip, saklayabilir.
Yöntem konusunda bazı örnekler ve önemli hususlar:
Bir üniversitede hem bir profesöre hem de 1.sınıf 1.dönemini okumakta olan görmeyen bir öğrenciye "Üniversitenizde kaç engelli öğrenci bulabilirsiniz?" diye soruldu. Profesör 13 kişi tespit etti; yeni başlayan görmeyen öğrenci 11 kişi tespit etti ve bunların çoğu profesörün bilmediği insanlardı. Böylece 20 kişi tespit edilmiş oldu. Yani, tespit projesine herkesin katkısı olursa verim daha da artacaktır.
Tespiti en verimli yapabilmek için soru tarzına, beden diline dikkat edilmeli; örneğin "Bölümünüzde kör/sağır/sakat kişi var mı, biliyor musunuz?" sorusu yerine "Bölümünüzde hiç görme/duyma/yürüme zorluğu çeken öğrenciler var mı?" sorusu sorulabilir.
Engelli bir öğrenci, resmi ve kıdemli bir insanın ters tepki vermesinden çekinerek durumunu bölümdeki hocasına anlatmak istemeyebilir. Yurtta kalabilmek için yurtlar müdürüne açıklayabilir, ya da arkadaşına söyler.
Sonuç: Özürlüler Kanunu'na göre üniversitede okuyan engelli öğrencilere uygun destek sağlanmalıdır. Buna göre desteğe ihtiyaç duyan öğrenciler tespit edilir, sorun ve ihtiyaçları öğrenilirse destek programı geliştirilecektir. İlk tespit edilenlere verilen destek projesi başarılı olduktan sonra, başka kişiler de projeye dâhil olmaya başlayacaktır. Fakat unutulmamalıdır ki seçim hakkı kişindir ve kişi zorlanmamalıdır.
Engelsiz Bitlis Eren Üniversitesi Topluluğu
engelsiz@beu.edu.tr